Birinci mahallede ‘Evet ama‘ lar yaşıyormuş. ‘Evet ama’ lar her zaman ne yapılması gerektiğini bildiklerini düşünürlermiş. Yapma zamanı geldiğinde ise ‘evet, ama’ diye yanıtlarlarmış. Yanıtları hep yanlış olurmuş.
Suçu başkalarına atmakta da ustaymışlar.

İkinci mahallede ‘Yapıcam‘ lar yaşarmış . Ne yapacaklarını bilirlermiş. Kendilerini yapacakları şeye adım adım hazırlarlarmış ama yapacakları sırada şanslarını kaçırdıklarının farkına varırlarmış. Bu mahallede insanların dizleri dövülmekten yara bere içindeymiş.
Yaşamı ertelemek için verdikleri kararı bile ertelerlermiş.

Üçüncü mahallede yaşayan ‘Keşkeci‘ lerin hayatı algılama güçleri mükemmelmiş. Neyin yapılması gerektiğini daima en isabetli şekilde bilirlermiş ama… Maalesef her şey olup bittikten sonra.
‘Keşke’ cilerin de başları hep kanarmış, duvarlara vurmaktan!

Kasabanın en yeşil bölgesinde, en güzel evlerin olduğu mahallede ise ‘İyi ki yaptım‘ lar otururmuş.
‘Keşkeci’ ler bu mahallede yürüyüşe çıkar, etrafa hayranlıkla bakarmış.
‘Yapıcam’ lar ‘Keşkeci’ lerle birlikte bu mahallede yürüyüşe çıkmak ister ama bir türlü fırsat bulamazlarmış.
‘Evet ama’ lar ise mahallenin güzelliğini görmek yerine, ağaçların gölgelerinin yeterince geniş olmadığından, güneşin daha erken saatte doğması gerektiğinden şikâyet ederlermiş.
‘İyi ki yaptım’ mahallesindeki insanların kusuru da beyinlerinde mazeret üretme merkezlerinin olmayışıymış. Bu yüzden yaşadıkları ortam her zaman güzel, düzenli ve huzurluymuş.
Bu hafta hep birlikte ‘İyi ki yaptım’ mahallesine taşınmaya ne dersiniz?